Daria Kashcheeva’nın “Elektra”sı, Yunan trajedisinin klasik temalarını modern bir mercekle yeniden ele alan iddialı ve görsel olarak çarpıcı bir kısa film. Çek yapımı bu kısa film, canlı aksiyon ve animasyonu bir araya getirerek karmaşık aile dinamiklerini irdeliyor ve bir kızın babasıyla olan sorunlu ilişkisine odaklanıyor.

“Elektra”, Elektra ile ailesi, özellikle de babası arasındaki gergin ilişkiyi bir dizi psikoterapi seansı aracılığıyla irdeliyor. Bu seanslarda, gerçek boyutlardaki Barbie bebekler kullanılarak geçmiş deneyimler sembolik olarak irdeleniyor, gerçeklik Elektra’nın çarpıtılmış anıları ve canlı hayal gücüyle harmanlanıyor. Anlatı, Elektra’nın çözülmemiş duygularını ön plana çıkaran önemli bir an olan onuncu doğum günü etrafında şekilleniyor.

Tomáš Frkal tarafından yönetilen sinematografi, filmin gerçeküstü ve teatral unsurlarını tamamlayacak şekilde hazırlanmış ve animasyon ile canlı aksiyon arasındaki çizgileri bulanıklaştıran görsel olarak çarpıcı bir deneyim yaratıyor.

Sembolizm ve tematik derinlik açısından zengin olan film, ağırlıklı olarak bellek ve kimlik motiflerinden yararlanıyor. Kashcheeva, rahimleri simgeleyen kokteyller ve genç Elektra’nın cinselleştirildiğini ima eden kışkırtıcı makyaj gibi gerçeküstü imgeler kullanarak anlatıya anlam katıyor. Filmin terapi seanslarında Barbie bebekleri kullanması, toplumsal beklentiler ve kadınların nesneleştirilmesi konusunda çarpıcı bir metafor işlevi görüyor.

Kashcheeva’nın filmi, görsel hikaye anlatımına benzersiz bir doku katan pikselleştirme ve stop-motion animasyonun yenilikçi kullanımıyla dikkat çekiyor. Tomáš Frkal tarafından yönetilen sinematografi, filmin gerçeküstü ve teatral unsurlarını tamamlayacak şekilde hazırlanmış ve animasyon ile canlı aksiyon arasındaki çizgileri bulanıklaştıran görsel olarak çarpıcı bir deneyim yaratıyor.

Film, Cannes Film Festivali’ndeki prömiyeri ve Toronto Uluslararası Film Festivali’nde En İyi Uluslararası Kısa Film dalında ödül kazanması da dahil olmak üzere çeşitli film festivallerinde takdir gördü.