İlker Çatak · Leonie Benesch, Anne-Kathrin Gummich, Rafael Stachowiak · 1h 38m · 2023
İlker Çatak’ın yönettiği ve 2023 yılında vizyona giren “Öğretmenler Odası”, Berlin Film Festivali’nde dünya prömiyerini yaparak dikkatleri üzerine çekti. Film, yılın en iyi Alman yapımı olarak gösterilerek Alman Sinema Ödülleri’nde “En İyi Yönetmen”, “En İyi Kadın Oyuncu”, “En İyi Senaryo” ve “En İyi Kurgu” ödüllerini kazandı. Film, ayrıca 96. Oscar Ödülleri’nde Almanya adına “En İyi Uluslararası Film” kategorisinde yarıştı.
Film, mesleğinin henüz başında olan ve yeni bir okulda göreve başlayan matematik ve spor öğretmeni Carla Nowak’ın (Leonie Benesch), idealist bir yaklaşımla okulda yaşanan bir hırsızlık vakasını çözme arayışı ve bu süreçte başına gelenleri anlatır. Carla, özellikle meslektaşları, veliler ve öğrenciler arasında bir anlayış eksikliği ile karşı karşıya kalırken, ana şüpheli ise öğrencisi Oskar’ın annesi olur. Bu durum, Carla’nın idealizminin gerçeklerle nasıl çeliştiğini sorgulamasına neden olur.
Film, Carla’nın kendince iyi niyetle başladığı bu süreçte hemen hemen herkesi karşısına almasını çarpıcı bir şekilde gözler önüne serer. Leonie Benesch’in doğal ve güçlü bir oyunculukla canlandırdığı karakter, öğrencilerini de bir birey olarak kabul eden, onlara eşit bir şekilde davranan ve onlarla iletişim kurmaktan çekinmeyen genç ve idealist bir öğretmendir. Polonyalı bir göçmen ailesinden gelen Carla, adaletten taviz vermeyen bir karakter olarak dikkat çeker ve sınıfta Türk bir göçmen ailenin çocuğu olan öğrencisi Ali’yi de şüpheli konumunda olmasına rağmen savunur.
Filmdeki etik çatışmalar, ırkçılık meseleleri ve grup içi dayanışma eksiklikleri de hayli göze çarpmaktadır. Yönetmen İlker Çatak, küçük bir Alman sınıfında geçen bu olayları sadece bir suçu ve suçluyu ortaya çıkarma süreci olarak sunmuyor, aynı zamanda izleyiciye sorular sorarak daha geniş bir tartışma yaratmayı amaçlıyor.
Film, senaryo kurgusu bakımından da izleyiciyi merak içinde tutarak sunduğu gerilimi belli bir noktada tutmayı başarıyor ve yönetmenin sonrasında çekeceği filmlere yönelik merak ve beklenti oluşturuyor.
Filmde Carla’nın öğrencilerine sorduğu 0,999 ile 1’in eşit olup olmadığı sorusu rastgele bir tercih değildir. Bu iki sayının arasındaki matematiksel fark kadar ince bir çizgide seyreden suç ve mağduriyet kavramları üzerine odaklanan yönetmen İlker Çatak, görüntü yönetimi Judith Kauffman ile birlikte görsel olarak da iyi bir iş çıkarmış. Filmde kullanılan omuz kamerası tekniği, özellikle Carla’nın iç dünyasına ve karşılaştığı çatışmaların karakter üzerindeki etkisine odaklanarak seyirciyi olayların içine çekmeyi başarıyor. Bu teknik, Carla’nın gerçek ve hayal arasındaki bulanık sınırları görsel olarak da izleyiciye hissettirir, böylece filmdeki gerilim ve belirsizlik atmosferi pekiştirilir. Çatak’ın yine ortak senarist Johannes Duncker ile tasarladıkları üzere mekan olarak filmin hemen hemen tamamında sadece okulun kullanılması da karakterleri bir çerçeveye hapseder ve yaşanan tansiyonu artırır. Bir metafor olarak öğrenciler ve öğretmenler toplum, okul ise o toplumun yaşadığı ülkedir.
Özetle, “Öğretmenler Odası”, suçun kim tarafından işlendiğinden ziyade sürecin nasıl yönetildiğine odaklanarak, bir eğitim kurumu üzerinden esasında topluma ayna tutuyor ve Carla’nın iyi niyetle çıktığı yolun nerelere saptığını gerçekçi bir şekilde gözler önüne seriyor. Film, senaryo kurgusu bakımından da izleyiciyi merak içinde tutarak sunduğu gerilimi belli bir noktada tutmayı başarıyor ve yönetmenin sonrasında çekeceği filmlere yönelik merak ve beklenti oluşturuyor.
