Son dönem Japonya sinemasının önemli isimlerinden Ryusuke Hamaguchi’nin son filmi “Drive My Car” (orijinal adıyla Doraibu mai kâ), Haruki Murakami’nin ‘Kadınsız Erkekler’ kitabında yer alan aynı isimli öyküyü temel alır. Dünya prömiyerini Cannes Film Festivali’nde yapan film, aynı zamanda “En İyi Senaryo” ödülünü almıştır.

“Drive My Car”’da, izleyici kaybettiği eşinin yasını tutan başarılı bir tiyatro yönetmeni olan Yusuke Kafuku’nun yolculuğuna tanıklık eder ve bir yandan da onun kişisel dünyasını keşfeder. Kafuku, Çehov’un Vanya Dayı oyununu sahneye koymak üzere Hiroşima’da bir festivale çağırılır. Festival kendisine 20 yaşında bir kadın şoför tahsis eder. Kafuku, hiç beklemediği bir şekilde, gizemli şoförüyle yalnızlık, kayıplar ve yasla bezeli, sırların karşılıklı olarak açıklandığı bir dizi yolculuğa çıkar.

Film, karakterlere sabırla ve incelikle yaklaşarak, insan doğasına, dilin gücüne ve benliğe dair düşünmeye yönlendirir. Kafuku’nun ilişkiler, sadakat, bağlılık ve oyunculuk konusundaki düşünceleri filmin merkezindedir.

Filmde, Kafuku (Hidetoshi Nishijima) adlı bir tiyatrocu karakterin yaşamını ve başlangıçta uzak durduğu Misaki (Tôko Miura) adlı şoförle olan ilişkisini izliyoruz. Ancak yönetmen, hikâyenin derinlemesine anlatımı için Kafuku’nun dünyasına ve çevresine geniş bir perspektif sunar. Kafuku karakterini sadece bir oyuncu olarak değil, aynı zamanda yaratıcı bir yazar ve avangard bir tiyatro yönetmeni olarak da tanımlar.

Yönetmen Hamaguchi, karakterlere ve olaylara çok yönlü bir bakış açısı sunarak, hikâyenin temel öğelerini seyirciye açar. Murakami’nin öğelerini saydamlaştırarak ve onları karmaşık bir hikâye dünyasının temeli haline getirerek, aralarındaki bağları karmaşıklaştırır ve neden-sonuç ilişkilerini gevşetir.

Filmin başındaki yaklaşık 40 dakikalık sahneler bütününde, Kafuku’nun bakış açısından eşi Oto’yu görürüz. Oto’nun ani ölümüyle, Hamaguchi aslında Kafuku ile izleyiciyi baş başa bırakır.

Kafuku eşini kaybettikten iki yıl sonra “Vanya Dayı”yı sahnelemek üzere Hiroşima’daki bir tiyatro festivalinde görev alır. Kendine özgü tarzıyla Çehov’un metnini tiyatroya uyarlamaya çalışırken, arabasında alışkanlık haline getirdiği bir şekilde oyunun repliklerini kasete kaydeden Oto’nun sesini dinlemeye devam eder. Yönetmen Hamaguchi, Oto’nun ses kayıtları aracılığıyla “Vanya Dayı” metnini filmin evrenine dâhil ederek, bu metni filmde arka plana ve temele yerleştirme yoluna gitmiştir. Film bir bakıma film, Çehov’un metnini farklı katmanlar oluşturmak için bir araç olarak kullanır.

Yine de sanatın aslen insan doğasını daha iyi anlamak için bir araç olabileceğini savunan “Drive My Car”, yönetmenin dokunuşlarını hissettirdiği bir yalnızlık muhakemesi olarak tanımlanabilir.

“Drive My Car”, Kafuku ve şoför Misaki karakterleri arasındaki sessizlik dolu anları özenle işliyor. Hamaguchi, film boyunca herhangi bir anda aceleci davranmaktan kaçınıyor, sabırlı bir yaklaşım sergiliyor. Ancak bu durum filmin handikaplarından birisi olarak da değerlendirilebilir. Bazı sahnelerin seyircinin dikkatinin dağılmasına izin verecek kadar uzadığını söylemek mümkün.

Yine de sanatın aslen insan doğasını daha iyi anlamak için bir araç olabileceğini savunan “Drive My Car”, yönetmenin dokunuşlarını hissettirdiği bir yalnızlık muhakemesi olarak tanımlanabilir.