Ezel Akay · Haluk Bilginer, Özcan Deniz, Demet Akbağ · 2h 8m · 2004
Kendine özgü masalsı bir film dili olan yönetmen Ezel Akay’ın ilk uzun metrajlı filmi olan “Neredesin Firuze”, müziğin ve ünlü olma kavramının ülkemizdeki durumunu yansıtır. Film, Unkapanı’ndaki İMÇ’de (İstanbul Müzikçiler Çarşısı) hayatın bir araya getirdiği beş adamın hikâyesini anlatır. Bir gün esrarengiz bir kadın olan Firuze ile tanışırlar ve hayallerinin gerçekleşeceği umuduna kapılırlar. Ancak zamanla bu umutlar boşa çıkar ve beş kaybeden adam daha da kötü bir duruma düşer.
Güçlü oyuncu kadrosuyla akıllarda yer edinen film, tek hayali büyük bir müzisyen olmak olan Ferhat’ın (Özcan Deniz), Almanya’dan Türkiye’ye gelerek ve müzik üzerinden çok para kazanmayı amaçlayan ve bu yolda her türlü şeytanlığı yapabilecek olan Hayri (Haluk Bilginer) ve Orhan’ın (Cem Özer) planlarına kurban gitmesiyle başlar. Hayri, Ferhat üzerinden büyük paralar kazanabileceğini fark eder ve kusursuz bir plan yapmak için harekete geçer. Ancak maddi sorunlarla da boğuşan ekip, Firuze (Demet Akbağ) adında zengin bir kadınla karşılaşır. Firuze, Umut Müzik’e yatırım yapmak ve Ferhat’a ün kazandırmak istediğini söyler. Firuze, ekibin kurtarıcısı ve meleği rolündedir. Firuze’nin filmde üstlendiği kurtarıcı melek rolü, ilk karşılaşma sahnesinde son derece başarılı bir şekilde kompozisyona aktarılmıştır. Hayri’nin kendisini öldürmek üzereyken bir Ferhat kaseti isteyen bu kadın dışarıdan bakıldığında o dünyaya ait değilmiş gibi gözükür. Hemen arkada yazan ”Çok ağladım, bitti.” cümlesi ise artık tüm sorunların son bulacağına işaret eder gibidir. Firuze aileden zengin bir kadındır. Rahmetli eşiyle birlikte sanatla çok ilgilenmiş ve birçok sanatçı dost edinmişlerdir. Firuze’nin sıradaki keşfi ise Ferhat olacaktır. Firuze’nin ekibe sunmuş olduğu imkânlar hayallere bile sığmaz niteliktedir. Ancak ekip, Firuze’nin sunduğu imkânları kısa vadede kullanmayarak daha fazla borca girer.
Filmdeki her bir karakterin kendi sorunları vardır. Ferhat, İstanbul’a ilk geldiğinde bir reklam panosunda gördüğü Melek’e (Şebnem Dönmez) âşık olmuştur, Hayri’nin eşi Neval (Güner Özkul) ile arası bozuktur, Seyfi’nin (Ruhi Sarı) eşi Ayşen (Ahu Türkpençe) ve Melih’in (Ragıp Savaş) sevgilisi Sibel (Janset) hamiledir ve Melih bundan bihaberdir. Sadece Firuze üzerinden değil, filmdeki diğer kadınlar üzerinden de son derece güçlü bir kadın duruşu çizilmiştir. Kendi aralarında karşılaştıkları tüm sorunlara çözüm arayan kadın karakterlerin dünyası da filmin içinde bir alt hikâye olarak kendine yer bulmaktadır. Umut Müzik erkeklerinin belayı kovaladığı zaman diliminde kadınların başlarından geçenlerin de arka plana atılmayıp hikâyeye eklenmesi ve ayaklarının üzerinde duran güçlü kadın imajı filmin önemli unsurlarındandır. Filmin başında Firuze’nin karakterleri ve müzik dünyasını tanıttığı açılış sahnesi aslında sonlara doğru bağlanır ve Firuze’nin şizofren olduğunu öğreniriz. Firuze, kendi hayal dünyasında yaşamaktadır ve bu gerçeği öğrenen ekip büyük bir şok yaşar. Hatta intihar etmeye karar verirler, çünkü onlar için artık yaşayacak bir şey kalmamıştır. Ancak hayat onlar için beklenmedik bir şekilde değişir. Firuze, maddi imkânlar sağlayamasa da manevi bir ders vermiştir. İntihar girişiminden sonra ekip ayağa kalkar ve “yaşayarak ölmeye” karar verir. Filmin bu noktasına kadar çaresizlikler karşısında kaderine boyun eğen bir grup adamın hikâyesi bize gösterilirken ilk defa ekibin pençelerini gösterdiğine tanık oluruz. Her şeyi kaybederek birçok şey kazanan bir grup adamın hikâyesi de hep istedikleri şöhrete kavuştuklarını görmemizle son bulur.
Filmin teknik detaylarını inceleyecek olursak, kullanılan renk paleti, kostümler ve dekorlarla filmde Ezel Akay’ın yönetmenlik anlayışına uygun bir şekilde masalsı bir dünya inşa edilmiştir. Film, 9 günlük bir süreci anlatırken, her gün öncesinde araya serpiştirdiği Türk pop, rock ve arabesk müziğinin ünlü simalarının (Müslüm Gürses, Özlem Tekin, Emre Altuğ, Burcu Güneş vs.) şarkılarıyla seyirciye farklı bir tecrübe de sunar. Filmin soundtrack’i şarkıcıların bizzat yorumladığı şarkıların yanı sıra Türk sinema tarihinin kuşkusuz en iyi film soundtracklerinden birisidir. Bununla birlikte, görüntü yönetmenliği ve dinamik kurgusuyla da dikkat çeken bir filmdir Neredesin Firuze.
Filmin öyküsünü Özcan Deniz, kendi müzik serüveninin başlangıcına dayanarak kaleme almıştır. Bu öyküyü baz alarak filmin bu trajikomik senaryosunu Levent Kazak’ın pekala ustaca yazdığı söylenebilir.
Ezel Akay‘ın yönettiği Neredesin Firuze, müziğin ve şöhret basamaklarını tırmanma mücadelesinin göz kamaştırıcı bir masal dünyasında buluştuğu bir hikayeyi beyazperdeye taşır. Film, büyülü atmosferiyle Türk sinemasının unutulmaz yapımlarından birisi olmaya çoktan hak kazanmıştır.
