İrlandalı sinemacı ve tiyatro yazarı Martin McDonagh, çekmiş olduğu ve oldukça ses getiren son filmi Three Billboards Outside Ebbing, Missouri’den tam 5 yıl sonra yeni filmiyle dönüş yaptı: The Banshees of Inisherin.

Yönetmenin In Bruges’da da çalıştığı ikili burada da başrollerde karşımıza çıkıyor: Colin Farrell ve Brendan Gleeson. 1920’li yılların başında İrlanda iç savaşının baş gösterdiği dönemlerde anakaraya kıyısı olan Inisherin adında bir kasabada geçiyor film. En yakın arkadaşınız bir gün makul bir sebep sunmadan size artık küstüğünü ve konuşmak istemediğini söylese ne hissederdiniz? Tam da böyle bir olayla açılıyor film ve aslında çok iyi arkadaş olmalarına rağmen bir gün sürekli buluştukları pub’ta Colm, Padraic’e artık konuşmak istemediğini söylüyor. Padraic ise neden küstüğünü öğrenmeye çalışırken olaylar gelişiyor. Tabi ki iç savaşa ilişkin bir politik alt metin var film boyunca. McDonagh’ın diğer filmlerinde de görülebileceği üzere trajikomik diyaloglar ve durumlar dizisi burada da filmi son derece güçlü kılıyor. Yine Yorgos Lanthimos’un gerilimi yüksek filmi the Killing of a Sacred Deer’da Farell’ın canlandırdığı karakteri oynadığı rolle kritik bir şekilde tamamlayan Barry Keoghan, Dominic rolünde burada da oyunculuğuyla göz kırpıyor. “Hayallerin suya düştüğü” bir yerde Inisherin kasabasının “en aptalını” mahirce oynamış Keoghan. Three Billboards Outside Ebbing, Missouri’deki meşhur mektup sahnesine nazire yaparcasına yine güzel bir mektup sahnesi var filmde bu arada ve tabi ki kayıplar…

Oyunculuk, senaryo, yönetmenlik, görüntü yönetmenliği, müzik kullanımı… McDonagh’ın kaleminden tam ondan beklenen bir film daha… Filmin Oscar ödüllerinde 9 farklı dalda adaylık aldığını da hatırlatmış olalım.