,

Babil

Damien Chazelle · Margot Robbie, Brad Pitt, Diego Calva · R · 3h 9m Damien Chazelle, “First Man” (2018)’den bu yana çektiği ilk film ve bugüne kadarki en iddialı çalışması “Babylon” ile yeniden seyirci ile buluştu. Film, 1920’lerin sonunda sessiz filmlerden sesli filmlere geçiş döneminde Hollywood’da geçen bir dönem draması. Film, Manny, Nellie ve Jack’in…


Damien Chazelle, “First Man” (2018)’den bu yana çektiği ilk film ve bugüne kadarki en iddialı çalışması “Babylon” ile yeniden seyirci ile buluştu. Film, 1920’lerin sonunda sessiz filmlerden sesli filmlere geçiş döneminde Hollywood’da geçen bir dönem draması. Film, Manny, Nellie ve Jack’in değişen endüstride yollarını bulma ve Hollywood’da büyük işler başarma çabalarını anlatıyor.

“Babylon” ile önceki yapıtlarında da olduğu gibi seyirciyi belirli bir zaman ve mekana çeken Chazelle, kendine özgü görsel stilini ve detaylara gösterdiği titiz özeni kullanarak canlı ve sürükleyici bir dünya yaratıyor. Chazelle’in müzik kullanımı, “Babylon” ile önceki çalışmaları arasındaki bir diğer önemli benzerlik. “Whiplash” ve “La La Land “de müzik hikaye anlatımında merkezi bir rol oynamıştı ve aynı şey “Babylon” için de geçerli. Sık sık birlikte çalıştığı Justin Hurwitz tarafından bestelenen film müzikleri, orijinal besteler ve 1920’lerin klasik melodilerinin çarpıcı bir karışımı. Anlatıya kusursuz bir şekilde entegre edilen müzik, filmin duygusal etkisini artırıyor ve izleyiciyi 1920’lerin Hollywood dünyasına çekiyor.

“Babylon” ile Chazelle’in önceki işleri arasındaki bir diğer benzerlik de hırsın bedeli üzerine odaklanması. “Whiplash”te başkahramanın amansız mükemmellik arayışı büyük bir kişisel bedele mal olurken, “La La Land “de karakterler hayallerinin peşinden gitmek için yapmaları gereken ödünlerle yüzleşmek zorunda kalırlar. “Babylon”da ise karakterler hızla değişen film endüstrisinde yollarını bulmalı ve başarıya ulaşmak için zor seçimler yapmalıdır.

“Babylon” ile Chazelle’in önceki çalışmaları arasındaki en önemli fark ise filmin daha açık bir siyasi ve sosyal yorum içermesi. Önceki çalışmalarında kimlik ve sosyal sınıf konularına değinen Chazelle, “Babylon”da 1920’lerin sonlarında Hollywood’da ırk, cinsiyet ve güç konularını açıkça irdeliyor. Filmin bu dönemde Hollywood’da kadınların ve beyaz olmayan insanların karşılaştığı zorlukları tasvir etmesi özellikle dikkate değer ve filmin bu konuları ele alması hem güncel hem de zamansız hissettiriyor.

Babylon – Official Trailer | Paramount Pictures

Filmdeki en çarpıcı görsel unsurlardan biri renk kullanımı. Chazelle, görüntü yönetmeni Linus Sandgren ile birlikte, 1920’lerin Hollywood’unun ihtişamını ve ışıltısını yakalayan zengin ve canlı bir renk paleti kullanıyor. Renkler cesur ve doygun; kırmızılar, maviler ve sarılar rüya gibi bir atmosfer yaratıyor.

Chazelle ayrıca renkleri karakterlerin dünyalarında kontrast yaratmak için de kullanıyor. Zengin Hollywood seçkinlerinin lüks partileri genellikle sıcak, altın tonlarıyla yıkanırken, daha az ihtişamlı ve daha ayakları yere basan sahneler daha soğuk, daha sessiz tonlarda çekiliyor. Bu zıtlık iki dünya arasındaki uçurumu vurguluyor ve karakterlerin birinden diğerine geçmeye çalışırken karşılaştıkları zorlukların altını çiziyor.

Dahası, renk kullanımı karakterlerin duygusal yolculuklarını da vurguluyor. Hikaye ilerledikçe, renkler karakterlerin mücadelelerini ve kayıplarını yansıtacak şekilde daha bastırılmış ve sessiz hale geliyor. Renk paletindeki bu değişim filme duygusal bir derinlik katarak hikayenin ruh halini ve tonunu aktarıyor.

Sonuç olarak, Babylon’da renk kullanımı görsel hikaye anlatımının kilit unsurlarından biridir. Canlı ve cesur renk paleti 1920’lerin Hollywood’unun ışıltısını ve ihtişamını yakalarken, karakterlerin dünyaları arasındaki zıtlıkları ve duygusal yolculuklarını da vurguluyor. Genel olarak, filmin renk kullanımı görsel olarak çarpıcı ve hikaye anlatımı için etkili bir unsur olarak yer alıyor.

Sonuç olarak, “Babylon” Chazelle’in hırs, saplantı ve mükemmellik arayışı temalarını keşfetmeye devam ettiği çarpıcı ve iddialı bir film. Filmin detaylara gösterdiği özen, müzik ve renk kullanımı ve odaklanılan tema Chazelle’in önceki filmlerinden izler taşırken, daha açık siyasi ve sosyal yorumlarıyla önceki filmlerinden ayrılıyor. Genel olarak, “Babylon” Chazelle’in günümüzün en heyecan verici ve yenilikçi yönetmenlerinden biri olarak yerini sağlamlaştıran usta işi bir film.